31 Ekim 2008 Cuma

YuSuFCuK

lütfen üzerine tıklayın büyük olarak görün !... MUHTEŞEM... ben bayıldım

sen büyüdün KüÇüĞüM

Büyümek…
kelime kökü büyü… -mek, mak bize öğrettikleri gibi mastar eki…(dilbilgisinden aklımda kalan nadir bilgilerdendir, kullanayım dedim…) Sanki büyümek büyülü bir şey gibi…
Demek ki çocuklar ondan büyümek ister, büyülü sandıkları için…
yoksa boy kelimesinden dönüşerek mi gelmiş; hani boy atmak boylanmak; büyümek demek gibi…
Bilmiyorum bunu dilbilimcilere sormak gerek…

İzlediğim bir filmde ‘büyümenin en kötü yanı farkında olmadan olması diyordu.
Farkına varmıyosun büyüdüğünün.
Ben mahallede baş mı tumba mı kaleye kim geçecek kavgası yapıp mahallenin tüm erkek çocuklarını üterken miskette; mahalledeki ablalarımız kocaman gelirdi bana.
Kocaman kadındı onlar.
Üstelik kocaman oldukları zaman benim şimdiki yaşımdan en az 10 yaş küçüktü hepside.

Büyümek nüfus kağıdındaki yaşın çoğalması demek?...
Bu dünyada geçirdiğin zamanın çoğalması?...
Yaşlanmak=büyümek mi?...
yoksa büyümek bir çocuk yiyeceği markası mı sadece…
derinin buruşması, çizgilerin artması…
İç organların ve bedenin miadının dolması, kullanım süresi uzadıkça çıkardığı arızanın artması, markanın eskimesi, yedek parça bulma ihtimalinin gittikçe azalması mı?...:)

Büyümek sorumlulukların artması, ödenen ve ödenecek bedellerin kabullenilmesi, alışmak, kabullenmek, kaybetmeyi öğrenmek, olan biten, olabilecek her şeye hazırlıklı olmak, kararlar almak ve bu aldığın kararların sadece kendi hayatında değil yakınında olan ve sevgidiğin insanların hayatında yaratacağı değişiklik ve etkileri göze almak, hesap kitap yapmak, haddini bilmek, aşırılıktan kaçınmak, zarar ziyan dökümü yapabilir duruma gelmek, mizan çıkaracak bilgiye sahip olup kar zarar hesaplarını iyi bilmek mi?...

Büyümek sunabilecek önerilerin olması demek ki öneri sunabilmek için biraz fikrin olması gerek.
Buda her konuda biraz bir şey bilmeyi gerektiriyor.
Bunun için çok oku… çok öğren…

Arkadaş olurken ne karşındakinin sınıfsal ve sosyal konumu, ne siyasi görüşü, ne ekonomik özlelikleri hiç bişey yok aklında hiç bişey… Salt ve saf samimiyet…
Büyüdükçe bakıyorsun kurulan ilişkilerde süzgeçlerin oluşmuş insanları önce süzgeçten geçiriyorsun, en azından ortak bakış açımız olsun yoksa ne konuşuruz diyorsun.
Sonra bakıyorsun aslında herkesin eleme kriterleri var.
Ön elemeyi atlatamayan yarışmaya bile giremiyor.
İşte tam bu noktada eleme kriterleri insanların hayata bakışını ve duruşunu belirliyor.
Senin duruşun hep güçlü olsun…

Bu konu böyle uzar gider. Velhasıl sen büyüdün küçüğüm…
aklınla yaşa küçüğüm…
Seni seviyorum…

21 Ekim 2008 Salı

pisi pisi 'MİSİ'







misiiii...
misafirimizdi bizim...


masmavi gözleri olan bir siyam kedisi o. gözleri açıkken çekemedim fotoğrafını bir daha ki gelişinde yakalarım diyorum.


çok güzel misiii.
meleğimle çok seviyoruz misiyi.
canım arkadaşımın kedisi
yine gelsin bize misi...


pisi pisi misiiiii....

15 Ekim 2008 Çarşamba

WeLCoMe to BRiTDaY 40;


Yürekten damlaları oluşturan ben kırk yaşındayım artık.
Kırk koca yıl deriz dimi
Yok bilmezdim. Nasıl bir şeydir düşünürdüm kırkında olmak
ama bugün diyorumki çok güzel bir kırk yıl bu…

Kendimi koccaaaamaaannn kırk gibi hissetmiyorum ki.
Ve geçen yıldan daha mutluyum.
Bugün çok iyiyim çookkk.

Yoğun geçen günlerimden sonra
ilk kez içimde ruhumda dünyamda neşe yi mutluluğu yakaladım.
Bunda belki kırkın etkisi
beklide Meleğimin
belki çocuklarımın
belki de arkadaşlarımın dostlarımın payı büyük
ama en çok çocuklarımın onları çok seviyorum.

Kocammaaannnn hepsini öpüyorum.

Neşeliyim…
Mutluyum…
Çoookkk….

İyi ki doğurdun benim annem…

İnanki deli değilim

Bazen-belki,
biraz…
Hani olur ya.
İnanki kimseyi incitmek olmadı amacım…
bazen - işte, istemeden...

 
inanki yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim
ve, biraz uyuzum evet,
hele dışarıdan fena halde
evet - olmazsa olmazlarım var,
kurallar, prensipler, şu ana kadar kimsenin aşamadığı duvarlarımla beraber en baş köşede duran.
ama 
sanırım iyi biriyim.
sokakta yanından geçen herhangi biri gibi,
sıradan, hayattan biri.
belki göz göze geldiğin, sonra bir daha hiç hatırlamadığın...
dünyaya gelmişim işte,
15 Ekim de doğum günüm.


Çocukken hep okulun açıldığı ilk haftaya gelirdi doğum günüm.
Yazın doğum günü olan arkadaşlarım uzaktan uzaktan kıskanırlardı..:)

Artık okul yok
büyüdüm ben
Sayfaları çevirdim 40.bölüme geldim
Seneye kırk bir kere maşallah yılı
Geçen bölümlere dönüp baktım bir dolu hikaye
Bundan sonraki bölümler sürprizler
Diliyorum

Sevgi
Mutlukluk
Sağlık

Tabiî ki meleğimle beraber
Seni çok seviyorum
Dünyanın en güzel MELEĞİ
Annen seni seviyor.

Herkese benimle birlikte en güzel yaşamı diliyorum
;)
Güneş yüzeyinde hareketlilik ileri teknoloji kullanılarak çekilen bu fotoğraflara böyle yansımış
ben çekmedim ama :)

11 Ekim 2008 Cumartesi

aH iStAnBuL

İstanbul'u Gelin Etmişler
Bu baharda süsleyerek,
İstanbulu gelin etmişler
Yüreğinden acılarI alıp,
Kına diye ellerine çalmışlar
Saçlarına bir papatya takarak
"Seviyor" diye kandırmışlar,

İstanbul'um...
Canımın yongası, ruh ikizim
Elindeki papatya tek yapraklı ise
Ne ile başlarsan o çıkacaktır elbet
Herşeyin en iyisine layık iken
Bar çekenin başka düğün sakinleri
Enstürmanın bile işportadan
Barışa salınan güvercinlerin
Esiri olmuşlar bir avuç yemin
Patlatılmalıyken yıllanmış şaraplar
Saki'lerin bile kırık testi ile dolaşır
Mezelerin ucuz Trakya rakıları

Ah istanbul !
Nikah şahidin, iki boğaz olmalıyken
Bir kapkaççı ile, eylemci'ye mi kaldın
Hiç olmazsa Haliç'i davet etseydin
Yeditepe'yi alıp gelseydi bu güne
Kasımpaşa'da nârâlar atılırken
Ortaköy'den bir konvoy çıksaydı
Gelinliğin Moda'dan olsaydı
Bebek kucağına oturtulsaydı...
Seninde düğününde,
İki gözü iki çeşme
Anan ağlasaydı İstanbul...
İstanbul gibi, koca bir güzeli
Tek yapraklı papatya ile süslemek
Duvağını, gözyaşlarından takmak
"Sen mutlusun" diye inandırmak

Ah İstanbul!
Kaderin bu mu senin ?
Kınan acılardan,
Duvağın, gözyaşı mı senin ?

Bekir Servent KALE

YAY'ından Çıkmış Şiirler
Birazda Sen Ağla Eserinden











fotoğraflar meleğime ait - Meleğimi annanesi çekmiştir -İstanbul Gezisi

1 Ekim 2008 Çarşamba

RaMaZaN ÇaDıRıNDa EĞLeNCe



bu ramazan meleğim belediyenin kurduğu ramazan çadırlarında
tiyatro yaparak halkı eğlendirdiler
çok güzellerdi
başarılar

YaReDiR SiNeDe EsKi SeVGiLi

Yaredir sinede eski sevgili Eski sevgili eski günler Hayata baksana takmıyor kimseyi Hiçbir şey diriltmez artık geçmişi Ya...