NiSaN YaĞMuRu

Nisan yağmuru ol
Yağ gözlerime
Çisil çisil dol kurak gönlüme
İçimde pınar ol Islat dudaklarımı gönlünce
Ben işte o zaman seninim
El ele tutuşsak hep seninle
Issız gecelerde saatlerce
Aşka doysak mutlu olsak,birlikte
Ben işte o zaman seninim

Levent SEÇER

Nisan yağmurları bazen bardaktan boşalırcasına şaka yaparsa da, çoğunlukla günün ya da “Gecenin bir yerinde ılık ılık. / Cisil cisil yağmur olup baharında, / Filiz filiz sevgilerin üzerine.” yağar. Esin kaynağı olur yüreklerimize. Şiirler yazdırır, türküler yaktırır, şarkılar besteletir.

Bilir misiniz, nisan yağmurlarının inanç dünyamızda çokça yeri var. Denir ki: Nisan yağmuru zemzem suyu gibidir, uğurludur. Nisan yağmurunda ıslanmak insana sağlık verir.

Nisan yağmurları, sık sık ama kısa kısa yağarlar. Toprak suya kanar. Onun için nisan yağmurları hep dört gözle beklenilmiş. Gelmezse eller gökyüzüne açılıp dualar edilmiş.

Yeşilliğin, yeniden uyanışın, çiçeğin, böceğin hasılı toprak ananın beklediği vuslat olmuş nisan yağmurları... O mis gibi saçılmış, onunla toprak da buram buram kokmuş. Hayat dolmuş. Bizlere, annemize topladığımız burcu burcu sevgi çiçeklerini yetiştirmiş.

NİSAN YAĞMURLARI BEREKETİYLE DOLSUN YUVALARINIZA DÜNYANIZA

KoLYeM

Bu kolyemi kendim yaptım.

Uzun süredir hayalini kuruyordum. Miladını yitirmiş birkaç antik kolyem vardı. O kolyemin objelerinden yararlandım.

nasıl buldunuz güzel değil mi?

ben çok beğendim... :)

Nasıl yapıldığına gelince şöyleki; biraz sert ve şık durabileceğine inandığınız bir kumaş seçiyosunuz.(ben tafta kumaş kullandım) bir gerdanlık şeklinde kumaşı iki parça keselim. (bu gerdanlık kısmıki biraz sert duracak) sonra o ik parça kumaşı birbirine dikiyosunuz ve üzerinden de küçük küçük teğeller yapar gibi dikişleri görünecek antik duracak şekilde(yani sanki eski bir kumaşmışta yapılmış havası vermek için) gerdanlığı bitiriyosunuz uç kısmına da iki düğme dikip diğer ucunada bir ipi kalınlaştırıp kordon ipmiş gibi görünüm verip onuda diğer uca tutturuyosunuz. Bu kısmı kolyeyinin kilit kısmı oluyor.

Artık zevkinize göre istediğiniz türde taş boncuklar ve gümüş objelerle bu kumaşın üzerini süsleyip kolyenizi kullanabilirsiniz.

kolyemin fotoğraflarını daha yakından görmek isterseniz lütfen üzerine tıklayınız. :)

SoNeLeR

William Shakespeare, tek kelimeyle etkileyici bir şair.Geçen hafta şehrimizde yeni açılan kitap fuarı gezintimizde gözüme ilişti. SONELER ne zamandır alıp okumak istiyordum.Eve geldim ve okumaya başladım. İnsan elinden bırakamıyor.İş bankası yayınlarından Hasan Ali Yücel dizisinden kitabımın fotoğraftada görüldüğü gibi.

Sonelere gelirsek.. muhteşem ötesi çok etkileyici bayıldım…

Kısaca yeni size şöyle bilgiler verebilirim.

Sone, belli bir uyak ve ölçü kalıbına dayalı, on dört dizelik şiirdir. İngiliz yazınında, sonenin her dizesi genellikle beş “iamb” (ilki kısa ya da vurgusuz; ikincisi uzun ya da vurgulu; iki hecelik “ayak”)den oluşur. Böylelikle, her dizede ortalama beş ayak, ya da on hece bulunur.

En büyük oyun yazarlarından biri olarak değerlendirilen İngiliz şair William Shakespeare, yarattığı karakterlerde insan doğasının en değişmez özelliklerini benzersiz bir şiir diliyle yansıtması dolayısıyla, yaşadığı yüzyıldan bu yana her çağda ve her ülkede en sık sahnelenen oyunlar yazarıdır. Bence soneleri muhteşem sırsıyla diğer eserlerini de okumak istiyorum.

Shakespeare'in, bir bölümü soylu bir genci öven, bir bölümü de bir kadına duyduğu sevgiyi dile getiren Soneler'i son derece duyarlı ve zengin bir dille kaleme alınmış şiirlerdir.

1564 yılında Warwickshireda Stratford-upon-Avon'da doğan Shakespeare'in bunca ününe karşın, hayatına ilişkin kesin belge ve bilgiler çok azdır.

Babası ticaretle uğraşan bir işadamıydı. Rönesans şairlerinden olan Shakespeare; büyük bir olasılıkla Stratford'daki ortaokulda öğrenim gördü. 18 yaşındayken, kendisinden yaklaşık sekiz yaş büyük olan Anne Hathaway ile evlendi ve bu evlilikten önce bir kızı, sonra biri oğlan öbürü kız ikizler dünyaya geldi.

Shakespeare her biri birbirinden değişik komedi ve trajediler kaleme aldı. “Bir Yaz Gecesi Rüyası” adlı komedisinde, bazı kendi halinde kişilerin dükü eğlendirmek için bir oyun sahnelemeye kalktıktan sonra iki lafı bir araya getirememeleri Shakespeare'in benzersiz güldürü yeteneğini ortaya koyar.

Trajedilerinde ise izleyicilerin tüylerini diken diken eden bir gerilim yaratabilmiştir.

Bu olağanüstü çeşitliliğin yanı sıra, izleyicilerin ve okuyucuların Shakespeare'in oyunlarında en çok hayranlık duydukları şeylerden biri, onun yapıtlarındaki karakterlerin "kitap karakterleri" gibi gözükmemesiydi. Tersine, bu karakterler bir oyunda değil de yaşamda karşılaşıldığında görünür görmez tanınacak kadar gerçek kişilerdir.

okunası ve uçulası kitaplardan biriydi benim için...