Bugün karla kaplanmıştı şehrim. İnsanın içini ısıtır mı kar evet ısıtıyordu. Fotoğraflar çektim peceremden sonra pencereyi açtım kar tanelerinin düşüşünü izledim. Elimi uzattım elime gelen kar tanelerinin o güzel görüntüsü hepsi ayrı bir şekildeydi. çok güzel ışıltılı bir güzelliği var.Şairler bu kış mevsimini şiirsel bulurlarmış evet çok güzel bir gün bugün şiir gibi sonra bir post yapmalı bu görüntüleri dedim. Nete girdim kar tanesi araştırıyım derken bilmediğim belkide geçmişte öğrendiğim ama unuttuğum kartanesi adamı öğrendim bakın nasıl bir dünyası varmış. işte Wilson Bentley...
Wilson;9 subat 1865 yilinda jerico´da dogmus, 23 aralik 1931 yilinda ebende´da vefat etmis amerikali bir ciftci, fotografci ve kar bilimcisiKar tanelerini ilk kez inceleyen bilim adamı.17 yaşına girerken, bütün aile paralarını biriktirmiş ve ona 100 dolara bir fotoğraf makinesi almışlardı. O günler için bu fiyat küçük bir servet demekti. iki yıl boyunca Wilson Bentley, kar tanelerinin fotoğrafını çekmeye çalıştı.ilk fotoğrafını çektiği gün, defterine şu notu düşmüştü:15 Ocak 1885. sıcaklık 2 c, rüzgârlı bir hava. Yaklaşık 13 mm boyunda kar taneleri düşüyor. ilk kar kristallerinin fotoğrafı çekildi! Wilson Bentley, bazılarının gözünde gerçek bir deli! Tarihe kar tanesi adam olarak geçen Wilson Bentley, kar tanelerinin fotoğraflarını çekebilen ilk insandı.Kar kristallerinin altıgen ve olağanüstü bir güzellikte resmeden ve insanlığa gösteren ilk insan! Her kar tanesinin parmak izimiz gibi birbirinden farklı şekillerde olduğunu gösteren ve kanıtlayan ilk insan.
Wilson Bentley, tam kırk yıl boyunca kar tanelerini fotoğraflamayı sürdürdü. Dünyada kar taneleri hakkında en çok bilgi sahibi olan kişi olarak bilindi ve kar tanesi adam olarak meşhur oldu. Zaman zaman, yakaladığı bir kar kristalinin erimemesi için nefesini tutarak çalışan bu adam, o eski makinesiyle tam 6000 fotoğraf çekti.
Altmış yaşlarındayken, kar taneleri hakkında yazdığı kitabı basıldı. Dostlarının anlattığına göre ölümünden bir hafta kadar önce çok soğuk ve karlı bir havada dışarıya çıkmış, yeryüzüne ağır ağır süzülen, bu kristal çiçeklerin resmini çekmeye devam ediyordu! Her zamanki gibi, kocaman bir fötr şapka, kalın bir palto ve siyah eldivenlerini giymişti. Bu kısa boylu ufak tefek adam, yeryüzüne düşen bütün kar tanelerinin fotoğrafını çekmek isteyecek kadar büyük bir yürek sahibidir.
15 ocak 1885´ten; Amerika´ya ilk insanlarin gittigi zamanlardan beri, mikroskopla kar tanelerini inceleyip resimlerini cekmistir. Toplam ~5000 adet resim cekmistir. 1931 yilinda yayinlanan Snow Crystals isimli kitabi 2400 adet resim icermektedir.
1922 yilinda bütün karlarin degisik formlarda ve birbirlerinden farkli olduklari tezini öne sürmüstür. Bütün cekmis oldugu resimleri birbirleriyle kiyaslayarak; hic birinin de esinin olmadigini, bütün resimlerdeki kar tanelerinin gercekten farkli olduklari konusunu da dogrulamistir.
evet izliyorum bu diziyi görsellik için dekorlar için kostümler için çakır gözlü padişah için o güzel rol yapışını izlemek için güzel kadınları görmek için rol yeteneklerine bir kez daha hayran kalmak için
Muhibbi'nin Hürrem'e olan aşkı için benim Muhibbi aşkım için baylıoyrum şiirlerine zaten bu bloğa başlama sebebim şiire ve Muhibbiye olan aşkımdır
O kadar saltanat o kadar savaş o kadar siyaset o kadar harem içinde bile Muhibbî'nin aşkı beni mest ediyor. bloomda ilk şiirlerimden birisi yine Muhibbiye aittir. Bu dizide üstüne tuz biber oldu öyle hemen Hürrem'e o şiirleri söylemesi müthiş bir duygu yoğunluğu olsa gerek.
işte bir şirini daha sizlerle paylaşmak istedim bu günlerde içimi ısıtan yüreğime ferahlık veren tek olay bu çünkü.
Yarı Fransız yarı Faslı olan Hindi Zahra, hayatını Paris ve Londra arasında mekik dokuyarak geçiren bir sanatçı. Baştan sona albümünü tek başına hazırlayan ve İngiltere’nin en önemli müzik dergilerinden “The Wire” tarafından ‘yeni Billy Holiday’ olarak tanımlanan Zahra, “Bir söz yazıyorum, bir gitar tınısı çalıyorum, gitarları kayde...diyorum, sonra da sözleri üzerine yerleştiriyorum” diyerek bu ‘el emeği, göz nuru’ üretim sürecini özetliyor. Pek çok enstrümanı çalabilen marifetli Zahra projektör ışıklarından uzak, basmakalıp popüler müzikten ayrı kendine özgü otantikliğini ve kalitesini konuşturuyor.
Fas kökleri ve Paris’teki hayatı arasında gidip gelen Hindi Zahra’nın ilk üretimi çarpıcı folk, çöl blues ezgileri ve Afrika/Amerika müziklerinin harmanlanması.
Albümünde Fas köklerinden de kopmadığı gözlenen Hindi Zahra, şarkılarında bendir gibi geleneksel enstrümanlara da yer veriyor.