30 Kasım 2008 Pazar

SoNBaHaRa VeDa

Niye bu kadar hüzünlü, bu kadar üzgün, bu kadar yalnız bir mevsim?
Niye sonların, ayrılıkların, bitişlerin, hayal kırıklıklarının, melankolilerin
yükünü taşıyor bu kadar?
üstelik bu kadar renkli,
bu kadar verimli,
bu kadar bolluk bir mevsimken..Bir sürü hatıra eklemeni ister sonbahar, sarı boyalı, bir sürü acı tatlı hatıra…
Ve azıcık kendi haline bırakır…
Uzaktan kulağına türküler, şarkılar çalınsın diye...
yağmur damlaları yürürken yüzünü okşasın diye...
pencereden şemsiyelerin sokakta salını salına dans edişini izleyelim diye...
anla işte yaşayalım diye...

karşı ne çıkarsa acı tatlı yaşa diye...

Yıllara nereden başladıgınıza bağlı onun “sonluğu”..
Benim gibi yılbası sevmeyenlerdenseniz,
adında son olsa da, her mevsim, her gün, bir baslanğıc..
Neyin sonu olurlarsa olsunlar....

varsın erken kapansın gün...
kararsın hava...
erken çöksün gün.. biz yinede erken kesmiyelim günümüzü...
varsın yağsın yağmurlar..
bulutları düşünün yağmasaydılar nasıl taşıyacaklardı o kadar suyu mesela:)
varsın yağsınlar...
açalım şemsiyelerimizi raks etsinler rüzgarda...

Ben severim sonbaharı...
adını daa, hüznünü deee, renklerini deee, şarkılarını daaa, giysilerini deee...

sizde sevin..
yada nasıl severseniz sevin...

nesi var sonbaharın
neden bu kadar hüzünlüüü ,
neden bu kadar üzgünnn
neden bu kadar içliiii
neden bu kadar yanlız bir mevsim
neden sonların, ayrılıkların, bitişlerin,
hayal kırıklıklarının, melankolinin mevsimi
nesi var sonbaharın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çok naziksiniz demekki yoruma değer buldunuz efendim çok çok teşekkür ediyorum en kısa zamanda aktif edeceğim ve bloğunuza uğrayacağım sevgiyle kalın.

YaReDiR SiNeDe EsKi SeVGiLi

Yaredir sinede eski sevgili Eski sevgili eski günler Hayata baksana takmıyor kimseyi Hiçbir şey diriltmez artık geçmişi Ya...